Yazdır
YAZDIRMAK İSTEDİĞİNİZ YERİ
SEÇMENİZİ ÖNERİRİZ.
YOKSA SAYFANIN TÜMÜNÜ YAZDIRIR.
|
Halit Ziya UŞAKLIGİL
1867 - İstanbul
1945 - İstanbul
Halit Ziya Uşaklıgil,1867'de İstanbul'da Eyüp'te doğdu. 1884'te arkadaşlarıyla Nevruz gazetesini çıkardı. Burada çeviriler yayımladı. Bir süre İzmir Rüştiyesi'nde Fransızca öğretmenliği ile Osmanlı Bankası muhasipliğini yaptı. Arkadaşı Tevfik Nevzat'la 1886'da Hizmet ve Ahenk gazetelerini kurdu. Bunlarda ilk hikaye, roman ve Mensur Şiirleri basıldı. 1889'da amcasıyla Paris Sergisi'ne gitti. Döndükten sonra izlenimlerini Vakit ve Hizmet gazetelerinde yayımladı. İzmir İdadisi'nde Türk Edebiyatı okuttu. 1896'da Edebiyat-ı Cedide topluluğuna katıldı. 1901'de kapatılıncaya kadar Servet-i Fünun dergisine yazılar, hikayeler, romanlar verdi. İkdam gazetesinde küçük hikayeler yazdı. 1908'e kadar suskun kaldı. Meşrutiyet'in ilanından sonra Darülfünun'da Garp Edebiyatı Tarihi ile Hikmet-i Bedayi okuttu. 1909'da Mabeyn Başkatipliği'ne getirildi. 1912'de yine Darülfünun'a döndü. 1913'te görevle Paris'e, 1915'te Almanya'ya gidip geldi. Bir daha da resmi görev almadı. Yeşilköy'deki evine çekilerek kendini tümüyle edebiyata, eserlerine verdi. 27 mart 1945'te öldü.
ESERLERİ :
Roman : Sefile(1886), Nemide(1889), Bir Ölünün Defteri(1890), Mai ve Siyah(1895), Kırık Hayatlar(1924), Aşk-ı Memnu(1925).
Hikaye : Bir Muhtıranın Son Yaprakları(1889), Nakil(1892), Heyhat(1894), Küçük Fıkralar(1889), Bir Yazın Tarihi(1889), Bir Şir-i Hayal(1911), Bir Hikaye-i Sevda(1922), Hepsinden Acı(1934), Aşka Dair(1935), Onu Beklerken(1935), Kadın Pençesi(1939)
Şiir : Mensur Şiirler(1889)
Oyun : Kabus(1918), Füruzan(1918), Fare(1918).
Deneme-İnceleme-Eleştiri : Fransız Edebiyatının Numune ve Tarihi(1885), Hikaye ve Temaşa(1891), Yunan Edebiyatı(1912), Latin Edebiyatı(1912), Sanata Dair(1938).
Günce-Anı-Gezi : Kırk yıl(1936), Saray ve Ötesi(1940), Bir Acı Hikaye(1942).
Halide Edip ADIVAR
1844 – İstanbul, 1964 - İstanbul
Halide Edip 1844 yılında doğdu,Ocak 1964'te İstanbul'da öldü. Üsküdar Amerikan Kız Koleji'ni bitiren yazar,Rıza Tevfik'ten felsefe ve sosyoloji, Salih Zeki'den matematik dersleri aldı.Bu eğitim onun dengeli ve geniş açılı bir düşünceye sahip olmasını sağladı.Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. Müfettişlik ve Darülfunun hocalığı görevlerinde bulundu.Milli mücadele yıllarında öncü yazıları ve toplantılarda yaptığı ateşli konuşmalarla harekete destek oldu.Daha sonra Anadolu'ya geçerek onbaşı ve çavuşluk rütbeleriyle savaşa katıldı.Cumhuriyetin ilanından sonra eşi Adnan Adıvar ile birlikte yurt dışına gitti. On beş yıl Avrupa ve Amerika'da kaldı.Çeşitli konularda konferanslar verdi.Bir çok yerde Türkiye'yi temsil etti.Yurda döndükten sonra İzmir milletvekili oldu. Edebiyat fakültesinde profesörlük görevi aldı. Türkçülük, Batıcılık, feminizm gibi bir çok konuya eğilim göstererek bir çok çalışma yaptı.
Türk edebiyatında romancı olarak tanınan Halide Edip,hikayelerini şu kitaplarda topladı: Harap Mabedler (1911),Dağa Çıkan Kurt (1922),İzmir'den Bursa'ya (1922).
Haldun TANER
1915 - İstanbul
7 Mayıs 1986 - İstanbul
İstanbul'da doğdu (1915). Mütareke yıllarında Kurtuluş Savaşı başlamadan önce yazıları, dersleri ve nutuklarıyla, Türkiye'nin bağımsızlığını ve bütünlüğünü hukuki gerekçeleriyle savunan ilk kişi olan Prof. Ahmed Selahattin'in oğludur. Galatasaray'da, Heidelberg Üniversitesi'nde ve İstanbul Üniversitesi'nde okudu. 1950'den sonra İstanbul Edebiyat Fakültesi'nde, Gazetecilik Enstitüsü'nde, LCC Tiyatro Okulu'nda binlerce öğrenci yetiştirdi. 7 Mayıs 1986'da İstanbul'da öldü.
ESERLERİ:
Tiyatro: Ayışığında Şamata, Eşeğin Gölgesi, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Günün adamı-Dışardakiler, Haldun Taner Kabare, Keşanlı Ali Destanı, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı, Vatan Kurtaran Şaban, Ve Değirmen Dönerdi-Lütfen Dokunmayın.
Deneme: Berlin Mektupları, Çok Güzelsin Gitme dur, Hak dostum Diye başlayalım Söze, Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil, Koyma Akıl Oyma Akıl,Önce İnsan.
Hikaye:Kızıl Saçlı Amazon, Onikiye Bir Var,Şişhane'ye Kar Yağıyordu,Yalıda Sabah.
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
1914 - İstanbul
Türk şairi. İstanbul'da doğdu. Yüksek öğrenimini Harp Okulu'nda tamamladıktan sonra bir süre subay olarak yurdun çeşitli yerlerinde görev aldı. On beş yıllık hizmet süresi sonunda ordudan ayrıldı. Bir süre Fransa'da kaldı. Yurda dönüşte Çalışma Bakanlığı'nda görev aldı. Daha sonra memuriyetten ayrılarak İstanbul'da açtığı kitabevinde çalışmaya başladı.
İlk yazısı 1927 yılında bir hikaye yarışmasında ödül kazanarak yayımlandı. O tarihten bu yana bir çok sanat dergisinde şiirlerini yayımladı, kitap halinde topladı. Yurt içinde çeşitli ödüller aldı. Bunların yanı sıra 1967 yılında Amerika'daki Uluslararası Şiir Forumu tarafından en iyi Türk şairi olarak ilan edildi. 1956 yılında Asu kitabıyla Yeditepe, 1957'de Delice Böcek kitabıyla Türk Dil Kurumu Ödülleri'ni kazandı.
Şiirimize, tanzimattan bu yana hiçbir şairin getiremediği geniş olanaklar getirdi. İlkel insandan günümüzün insanına değin, pek çok tip ve karakterde insanı, özellikle bu insanların iç dünyalarını geniş imgeler ve parlak simgelerle anlattı. Zaman zaman Türk dilinin olanaklarını da zorlama yoluyla şiirimize yepyeni bir hava getirmiş çok verimli bir şairimizdir.
ESERLERİ :
Çocuk ve Allah, Havaya Çizilen Dünya, Daha, Sivaslı Karınca, Taş Devri, Üç Şehitler Destanı, Çanakkale Destanı, Çankırın Destanı, Aç Yazı, Türk Olmak, Uzaklara Giyinmek, Dildeki Bilgisayar.
Enis Behiç KORYÜREK
11 Mart 1891 - İstanbul
18 Ekim 1949 - Ankara
Türk şairi. İstanbul'da doğdu. Yüksek öğrenimini Mülkiye Mektebi'nde tamamladıktan sonra Dışişleri Bakanlığı'nda çeşitli görevler aldı. Yurda dönüşte kimi bakanlıklarda çeşitli görevlerde çalıştı.
İlk şiirlerini Balkan Savaşı sırasında kimi dergilerde yayımladı. Birinci Dünya Savaşı sırasında hece ölçüsünde yazdığı şiirleriyle tanındı, hecenin beş şairi arasına katıldı.
Şiirleri çoklukla ulusal konuları işleyen, çoklukla ses ve ses etkisine dayanan epik şiirlerdir.
ESERLERİ :
Miras, Varidat-ı Süleyman, Güneşin Ölümü
Cenap ŞAHABETTİN
1870 - Manastır
1934 - İstanbul
Cenap Şahabettin 1870 yılında Manastır'da doğdu. 12 Şubat 1934'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. Askeri okullarda öğrenim gördü. Askeri tıbbiyeyi bitirdi. Hekim yüzbaşı oldu. Paris'te 4 yıl cilt hastalıkları ihtisası yaptı. Yurda döndükten sonra Mersin, Rodos, Cidde'de karantina hekimliği, sıhhiye müfettişliği yaptı. 1914'te emekliye ayrıldı. Darülfünûn'da Türk Edebiyatı Tarihi dersleri okuttu. Kurtuluş Savaşı sırasında Kuva-yı Milliye'ye karşı olumsuz tutumu nedeniyle öğrencileri tarafından istifaya zorlandı. Daha sonra cumhuriyeti destekledi, ama yalnızlıktan kurtulamadı. İlk şiiri 1885'te daha öğrencilik yıllarında Saadet gazetesinde yayımlandı. Önceleri Muallim Naci'nin etkisiyle divan türü şiirle uğraştı. Daha sonra Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan'dan etkilenerek Batı tarzı şiire yöneldi. Servet-i Fünun'da şiirleri yayımlandı. Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil'le birlikte Servet-i Fünun edebiyatının 3 önemli isminden biri oldu. Gelenekçi şairlerin en çok saldırdığı yenilikçi şairdi. Diğer Servet-i Fünun'cuların tersine bireysel şiiri tercih etti. Edebiyat-ı Cedide'nin en aşırı örneklerini yazdı. Şiire "nesir-musikisi" adını verdi. Heceleri müzik düzeyinde uyumlu kullanmayı savundu. Bu tarzda yazdığı en iyi iki örnek "Yakazat-ı Leyliye" ve "Elhan-ı Şita" şiirleridir. Eski sözcükleri kullanma tercihi nedeniyle yeni nesiller tarafından anlaşılamadı.
ESERLERİ:
ŞİİR:
Tâmât (1887) Seçme Şiirleri (1934, ölümünden sonra) Bütün Şiirleri (1984, ölümünden sonra)
TİYATRO:
Cemal SÜREYA
1931 - Erzincan
9 Ocak 1990 - İstanbul
Cemal Süreya 1931'de Erzincan'da doğdu. Asıl adı Cemal Süreyya Seber'dir. 1938'de Dersim isyanı sonrasında ailece Bilecik'te oturmaya mecbur edildi. Bu göçün altıncı ayında annesini yitirdi. İlkokulu okumak için İstanbul'daki amcasının yanına geldi. Beyoğlu 37. İlkokulu'nda öğrenimine başladı. Bilecik Ortaokulu'nu bitirdi (1947). Parasız yatılı sınavını kazanarak lise öğrenimi için İstanbul'a geldi. 1950 yılında Haydarpaşa Lisesi'ni, 1954 yılında da Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. Evlendi. Eskişehir vergi memurluğuna atandı. Altı ay sonra müfettişlik sınavını kazandı, İstanbul'a taşındı. Bir süre Paris'te kaldı. Dönüşünde Maliye Müfettiş Yardımcılığı yaptı (1955-58). 1957'de, babasını trafik kazasında kaybetti. Görevini Maliye Müfettişi olarak sürdürdü. 1965'te maliye müfettişliğinden istifa etti.1965-71 yılları arasında yayıncılıkla uğraşan ve çok sayıda kitap tercüme eden Cemal Süreyya, "Papirüs" adlı dergiyi çıkardı. 1971 yılında tekrar memuriyete döndü. Maliye Tetkik Kurulu üyeliği, Darphane yöneticiliği ve maliye müfettişliği yaptı. 1982'de emekli oldu.Duygularının seyrine kapılıp, "Gitti gider yüreğim" misali yaşamıştır. Şiirleri de böyledir. Bir mısrada, bir dünya duyguyu, bir destanı damıtmıştır. Onun bir mısrasına takılıp; aşkı, hayatı, hüznü, yaşanmışlığı anlayabilir insan. Nasılsa aşkları öyledir hayatı. Düz yazıları, eleştiri yazıları, mektupları ve çocuk yazıları vardır Cemal Süreyya'nın. En çok çocuklar için yazdığı yazılarda kendisini ele verir. İçinde cıvıl cıvıl bir çocuk vardır. Ve bu çocuğun beyninin bütün kapıları dünyaya açıktır. Cemal Süreyya zamansız aramızdan ayrılan çok duyarlı bir şairdi. 9 Ocak 1990'da öldü.
ESERLERİ :
ŞİİR
Üvercinka (1958; Yeditepe Şiir Armağanı) Göçebe (1965; 1966 TDK Şiir Ödülü) Beni Öp Sonra Doğur Beni (1973) Sevda Sözleri (Uçurumda Açan ile birlikte toplu şiirleri: 1984) Sıcak Nal ve Güz Bitigi (1988; Behçet Necatigil Şiir Ödülü) Sevda Sözleri (bütün şiirleri: 1990, ö.s; YKY 1995)
DÜZYAZI
Şapkam Dolu Çiçekle (1976) Günübirlik (1982) Onüç Günün Mektupları (1990, ö.s.; YKY 1998) 99 Yüz (1991; YKY 2004) 999. Gün / Üstü Kalsın (1991) Folklor Şiire Düşman (1992) Uzat Saçlarını Frigya (Günübirlik�in yeni basımı: 1992) Aydınlık Yazıları / Paçal (1992) Oluşum�da Cemal Süreya (1992) Papirüs�ten Başyazılar (1992) Günler (999. Gün�ün genişletilmiş basımı: YKY 1996) Güvercin Curnatası (Cemal Süreya ile konuşmalar: haz. Nursel Duruel, YKY 1997; genişletilmiş basımı: YKY, 2002) Toplu Yazılar I: Şapkam Dolu Çiçekle ve Şiir Üzerine Yazılar (YKY 2000)
ANTOLOJİ VE ÇEVİRİLERİ
Cemal Süreya iki antoloji (Mülkiyeli Şairler ve 100 Aşk Şiiri) hazırladı; Simone de Beauvoir'dan Sade'ı Yakmalı mı? (1966; YKY 1997), Gustave Flaubert'den Gönül ki Yetişmekte (Duygusal Eğitim) ve Antoine de Saint-Exupéry'den Küçük Prens (Tomris Uyar'la birlikte) başta olmak üzere, pek çok çeviri yaptı. Çeviri şiirleri (Yürek ki Paramparça, haz. Eray Canberk, YKY 1995) ve Çocukça dergisi için yazdığı yazılar (Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi, haz. Necati Güngör, 1993; YKY 1996) derlendi.
Cahit Sıtkı TARANCI
1910 - Diyarbakır
1956 - Viyana
Türk şairi. Diyarbakır'da doğdu. Bir süre Mülkiye Mektebi'nde okudu. Fransa'ya gitti. Orada Siyasal Bilgiler Okulu'nda okurken İkinci Dünya Savaşı'nın çıkması üzerine yurda döndü. Anadolu Ajansı'nda, Toprak Mahsulleri Ofisi'nde görev aldı. Tedavi için gittiği Viyana'da öldü.
İlk şiirlerini 1930 yılında Muhit ve Servetifünun dergilerinde yayımladı. Otuz Beş Yaş adlı şiirinin ödül almasıyla, ismi çok geniş bir çevrede duyuldu.
Şiirlerinde genel olarak biçime ve görünüşe düşkündür. Türkçeyi cana yakın bir görüntü içinde, pırıl pırıl aydınlık kelimelerle kullandı. Yaşamanın, sevinin güzelliğini öven şiirlerinde insana mutluluk aşılayan bir havayı başarı ile işledi.
ESERLERİ :
Ömrümde Sükut, Düşten Güzel, Sonrası, Ziya'ya Mektuplar.
Bedri Rahmi EYÜBOĞLU
1913 - Giresun
21 Eylül 1975 - İstanbul
Türk ressam, şair ve yazarı. Görele'de doğdu. Yüksek öğrenimini Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nde tamamladıktan sonra Paris'te iki yıl süreyle öğrenim gördü. Yurda dönüşte Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmalarınan başladı. Bir süre Amerika'da kaldı. Dönüşte gene Akademi'de profesör olarak görevini sürdürdü. Ressam olarak büyük bir ün sağladı.
Sanat yaşamına 1928 yılında Muhit dergisinde yayımladığı şiirleri ile başladı. Çok genç yaşlarında iken bir gazetenin açtığı hikaye yarışmasını kazandı. Kimi gazetelerde ve dergilerde çeşitli konularda yazılar, sanat ve özellikle şiir ve halk sanatı üzerinde eleştiriler yazdı.
Şiirlerinde halk türküleri, halk edebiyatı kaynaklarından büyük ölçüde yararlandı. Arı türkçe ile kolay okunan, akıcı aydınlık bir anlatımı vardır.
ESERLERİ:
Resim: Paris, 1930; Mustafa Eyüboğlu, 1933; Yazılı Natürmort, 1936; Salı Pazarı, 1938; Eren, 1940; Nallanan Öküz, 1947; Düşünen Adam, 1953; Köylü Kadın (Tren-Yataklı Vagon), İstanbul Resim ve Heykel Müzesi; Karadut Satıcısı, 1954; Çömelmiş Köylü, 1972; Ankara'nın Kavakları, 1973; Mor Takkeli Hacı, 1974; Son Kahve, 1975; Anadoluhisarı, Ankara Resim ve Heykel Müzesi; Çıplak; Ev İçi, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi; Han, 1975; son resmi.
Duvar Resmi: Lido Yüzme Havuzu'nda duvar resmi; 1943, Ortaköy/İstanbul; Hilton Oteli'nde duvar resmi; Divan Oteli'nde duvar resmi.
Mozaik Pano: Uluslararası Brüksel Sergisi için mozaik pano, 1958; Nato yapısında mozaik pano, 1959, Brüksel; İşçi Sigortaları Hastanesi'nde seramik pano, 1959, Samatya/İstanbul; Etibank yapısında seramik pano, Ankara; Marmara Oteli'nde mozaik pano, Ankara; Vakko Fabrikası'nda mozaik pano, Topkapı/İstanbul.
Duvar Kabartması: Manifaturacılar Çarşısı'nda duvar kabartması, Unkapanı/İstanbul; Aksu İşhan'ında duvar kabartması, Karaköy/İstanbul.
Şiir: Yaradana Mektuplar, 1941; Karadut, 1948; Tuz, 1952; Üçü Birden, 1953; Dördü Birden, 1956; Karadut 69, 1969; Dol Karabakır Dol, 1974, tüm şiirleri; Yaşadım, (ö.s.), 1977.
Gezi ve Deneme: Cânım Anadolu, 1953; Tezek, 1975; Delifişek, 1975; Resme Başlarken, (ö.s.), 1977.
Monografi: Nazmi Ziya, 1937. Resim Albümü: Binbir Bedros, (ö.s.), 1977, Karadut, (ö.s.), 1979; Babatomiler, (ö.s.), 1979.
Aziz NESİN
1915 - İstanbul
1995 - İstanbul
Günümüz yazarlarından. İstanbul'da doğdu. Kuleli Askeri Lisesi'ni, Harb Okulu'nu bitirdi. Subaylıktan sonra fıkra yazarlığı yaptı. Gazetelerde çalıştı. Sabahattin Ali ile peşpeşe Marko Paşa, Malum paşa, Merhum Paşa, Alibaba ve tek başına Zübük adlı mizah dergilerini çıkardı. Düşün Yayınevi'ni kurdu.
Yapıtlarında, çarpıklıkları başarılı ironik bir dille anlattı. Doğruları, aydınlık bir dünya özlemi içinde dile getirdi. Son zamanlarında, yazı ve demeçleriyle tam bir aydınlanma savaşçısı görevini üstlendi.
Başlıca Kitapları :
Geriye Kalan, İt Kuyruğu, Yedek Parça, Fil Hamdi, Damda Deli Var, Koltuk, Toros Canavarı, Ölmüş Eşek, Gıdı Gıdı, Biz Adam Olmayız, Sosyalizm Geliyor Savulun, Hayvan Deyip Geçme, Nah Kalkınırsın.
Romanları :
Kadın Olan Erkek, Zübük, Şimdiki Çocuklar Harika, Tatlı Betüş, Sürname, Tek Yol.
Bunun dışında sayısız anı, masal, fıkra ve oyunu vardır. 1972'de Nesin Vakfı'nı kurdu. Yurt içinde ve dışında birçok ödül aldı. Demirtaş Ceyhun'un "Çağımızın Nasrettin Hoca'sı Aziz Nesin (1984)" adlı, yazar hakkında bir kitabı vardır.
Attila İLHAN
15 Haziran 1925 - İzmir
11 Ekim 2005 - İstanbul
Attila İlhan 1925'te İzmir'in Menemen ilçesinde doğdu.İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki yüksek öğrenimini yarıda bıraktı, gazete ve dergilerde çalıştı. Demokrat İzmir Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü ve Başyazarlığından Ankara'da Bilgi Yayınevi Danışmanlığına geldi (1973-1980). Senaryolarında Ali Kaptanoğlu adını kullandı. Belli başlı filmleri: Yalnızlar Rıhtımı (Lütfi Akad), Ateşten Damlalar (Memduh Ün), Rıfat Diye Biri (Ertem Gönenç), Şoför Nebahat (Metin Erksan), Devlerin Öfkesi (Nevzat Pesen), Ver Elini İstanbul (Aydın Arakon). Şimdi İstanbul'da bağımsız yazar.
ESERLERİ :
ŞİİR: Duvar (1948) Sisler Bulvarı (1954) Yağmur Kaçağı (1955) Ben Sana Mecburum (1960) Bela Çiçeği (1962) Yasak Sevişmek (1968) Tutkunun Günlüğü (1973) Böyle Bir Sevmek (1977) Elde Var Hüzün (1982) Korkunun Krallığı (1987) Ayrılık Sevdaya Dahil (1993)
ROMAN: Sokaktaki Adam (1953) Zenciler Birbirine Benzemez (1957) Kurtlar Sofrası (1963/64) Bıçağın Ucu (1973) Sırtlan Payı (1974) Yaraya Tuz Basmak (1978) Fena Halde Leman (1980) Dersaadet'te Sabah Ezanları (1981) Haco Hanım Vay (1984) O Karanlıkta Biz (1988)
GEZİ NOTLARI : Abbas Yolcu (1957)
Ahmet Hamdi TANPINAR
23 Haziran 1901 İstanbul
23 Ocak 1962 İstanbul
Ahmet Hamdi Tanpınar 23 Haziran 1901'de İstanbul'da doğdu. Babası Hüseyin Fikri Efendi, annesi Nesime Bahriye Hanımdır. Tanpınar'ın dedesi müftü, babası kadıdır. Mızrakçıoğulları veya Müftüzâdeler diye bilinen aile aslen Batumlu'dur. Geniş Osmanlı coğrafyasında değişik yerlerde görev yapan Hüseyin Fikri Efendi, en son Antalya kadılığından emekli olmuş ve 1935 yılında vefat etmiştir. Tanpınar'ın annesi ise Trabzonlu Kansızzadeler ailesinden deniz yüzbaşısı Ahmet Beyin kızıdır.Ahmet Hamdi Tanpınar'ın çocukluğu babasının vazifesi gereği farklı yerlerde geçmiştir. Ergani, Sinop, Siirt, Kerkük ve Antalya gibi farklı coğrafya ve kültürlerde çocukluk ve ilk gençlik yıllarını geçiren Tanpınar, bu süre içinde hem bir imparatorluğun dağılışını hem de annesini kaybetmenin acısını yaşamıştır.Ergani'den sonra geldikleri İstanbul'da ilk tahsiline Ravza-i Maarif İptidai Mektebinde başlayan Tanpınar, 1908-1910 yılları arasında kaldığı Sinop'ta devam etmiştir. İstanbul'da iki memuriyet arası kaldıkları için Vefa Lisesi'nde başladığı lise hayatını Kerkük ve Antalya Liselerinde sürdürmüştür.
Liseden sonra Mondros Mütarekesi şartlarının yaşandığı İstanbul'da önce Halkalı Ziraat Mektebi'ne yatılı olarak kaydolan Ahmet Hamdi Tanpınar, burada bir yıl okuduktan sonra kaydını Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne aldırmıştır. Onun edebiyatı seçmesindeki en büyük etken Yahya Kemal'in burada ders veriyor olmasıdır. Fakültenin kadrosunda bulunan Cenap Şahabettin, Ferit Kam, Hüseyin Daniş, Necip Asım, Fuat Köprülü, Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem ve Yahya Kemal devrin önemli sanat ve ilim adamlarıdır. Yine sınıf veya devre arkadaşları arasında bulunan Hasan Âli Yücel, Mustafa Nihat Özön, Halil Vedat Fıratlı, Mükrimin Halil Yinanç, Necmettin Halil Onan, Rıfkı Melûl Meriç ve Mehmet Halit Bayrı da daha sonraki yıllarda başarılı olacak ve önemli görevlere gelecek kişilerdir.1920 yılında Tanpınar henüz 19 yaşındayken Celâl Sahir'in yayımladığı Birinci Kitap, İkinci Kitap adlarını taşıyan şiir dergisinde çıkan Musul Akşamları isimli şiiri onun yayımlanan ilk şiiridir.1921-23 yıllarının en önemli yayın organlarından biri olan Dergâh dergisi onun için ikinci bir fakülte olmuştur. Yahya Kemal, Necmettin Halil, Ali Mümtaz Arolat, Yunus Kâzım Köni, Nurullah Ataç, Ahmet Kudsi Tecer, Mustafa Şekip Tunç, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Ahmet Haşim Dergâh çevresinin sanatkârlarıdır. Tanpınar'ın Dergâh dergisinde 11 şiiri çıkmıştır.Tanpınar, Fakültenin son yıllarına doğru Yahya Kemal'in verdiği bilgilerle Batı edebiyatından Baudelaire, Verlaine, Mallarmé gibi şairlerle Anatole France, Hoffmann, Edgar Allan Poe, Gerard de Nerval, Andre Gide, Marcel Proust, Dostoyevski ve Goethe gibi romancıların eserlerini okur. Fakat ona asıl etkiyi yapacak olan Paul Valéry'dir. Ahmet Hamdi Tanpınar, 1923 yılında Şeyhî'nin ?Husrev u Şirin? mesnevisi hakkında hazırladığı bir tez ile Edebiyat Fakültesinden mezun olur. Aynı yıl Erzurum Lisesinde edebiyat öğretmenliğine başlar. Bir buçuk yıl süren bu görevi boyunca yayımladığı yazı veya şiiri yoktur. Erzurum ona Beş Şehir'in Erzurum kısmı için ilk malzeme olacaktır. Erzurum'dan sonra Konya'ya gelen Tanpınar burada Variété I isimli eseriyle Valéry'yi tanır. Onun şiir estetiğinin kuruluşunda Valéry'nin önemli yeri vardır. Aynı yıllarda Konya'da yapılan bir Mevlevî âyininde Itrî'nin rast bir bestesini dinleyen Tanpınar bir taraftan da klâsik Türk mûsikisinin o ana kadar kendisine kapalı olan cennetine girmiştir.1927 yılında Ankara Lisesine nakledilen Tanpınar, burada Faruk Nafiz Çamlıbel ve Fakülteden arkadaşı Rıfkı Melûl Meriç ile beraber çalışmıştır. Okulda Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet ve Samet Ağaoğlu gibi öğrenciler vardır. Üç yıl burada görev yaptıktan sonra Gazi Terbiye Enstitüsü edebiyat hocalığına getirilir. 1930-1932 arasında bulunduğu Enstitü'nün Musiki Muallim Mektebi'nde Batı müziği ile alâkalı ne kadar plâk varsa hepsini dinleme imkânı bulmuştur.Ahmet Hamdi Tanpınar 1932'de Kadıköy Lisesi edebiyat öğretmenliğine tayin edilir. 1933'te Ahmet Haşim'in ölümüyle Güzel Sanatlar Akademisi sanat tarihi hocalığına nakledilir. Bir yıl sonra bu görevine estetik ve mitoloji hocalığı da ilave edilir. Bu arada Bağlarbaşı Amerikan Koleji'nde Türk edebiyatı dersi okutur. Akademide resim ve diğer plâstik sanatlar hakkında bilgisini genişletir.1938 yılında ciğerlerinden geçirdiği bir hastalık sebebiyle uzun bir süre hastanede yatar. Bu rahatsızlık ömrünün sonuna kadar onu etkilemiştir.1938 yılı kasım ayında İsmail Habip Sevük ile yaptığı bir kavga basında geniş bir şekilde işlenmesiyle onu bütün memlekete tanıtmıştır. Bu tartışmanın ayrıca onu kitap yazmaya teşvik edici bir rolü olmuştur. 1939 yılında Tanzimat'ın 100. yılı vesilesiyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine Yeni Türk Edebiyatı kürsüsü kurularak başına profesör olarak tayin edilmiştir.1940 yılında 39 yaşındayken Kırklareli'nde topçu teğmeni olarak askerliğini yapmıştır.1943 seçimlerinde Tanpınar Maraş milletvekili olarak Meclise girer.1946 seçimlerinde CHP'den aday gösterilmeyen Tanpınar'a Millî Eğitim Bakanlığı müfettişliği verilir. İki yıl bu görevde kaldıktan sonra önce Güzel Sanatlar Akademisi Estetik hocalığına, bir yıl sonra da Fakültedeki görevine döner. Bu arada Cumhuriyet'te tefrika edilen ve büyük değişikliklerle kitap haline getirilen Huzur romanı ve aynı yıl çıkan XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi ile sanatkâr ve ilim adamı olarak sanat ve ilim sahalarında kendine mühim bir yer edinmiştir.Çeşitli vesilelerle Avrupa'ya gidip gelen ve bir süre kalan Tanpınar, son üç yılda Yahya Kemal, Hasan Âli Yücel ve Mükrimin Halil Yinanç'ın ölümüyle sarsılmış, 1962 yılı ocak ayında derslerinin bir kısmına gelememiş, 23 Ocakta toplanan Fakülte Kurulunda bir fenalık hissederek Haseki Hastanesi'ne kaldırılmıştır. Geçirdiği enfaktüs sonucu sabaha karşı 04.40'da hayatını kaybetmiştir.Tanpınar, Rumelihisarı Mezarlığında Yahya Kemal'e yakın bir yere defnedilmiştir.
ESERLERİ :
Hikaye kitapları: Abdullah Efendinin Rüyaları (1943), Yaz Yağmuru (1955), Hikayeler (1983).
Romanları: Huzur (1949), Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1962), Sahnenin Dışındakiler (1973), Mahur Beste (1975), Aydaki Kadın (1987).
Denemeleri: Beş Şehir (1946), Yahya Kemal (1961), Edebiyat Üzerine Makaleler (1969), Yaşadığım Gibi (1970). Monografi:XIX. Asır Türk Edebiyat Tarihi (1949). "Ahmet Hamdi Tanpınar' ın Mektupları"nı da Zeynep Kerman derledi (1974; genişletilmiş ikinci basım, 1992).
Ahmet HAŞİM
1883 - Bağdat
1933
Bağdat'ta doğdu. Fizan Mutasarrıfı Arif Hikmet Bey'in oğludur. Çocukluğu Bağdat'ta geçti. 12 yaşında annesinin ölümü üzerine babasıyla birlikte İstanbul'a geldi. Galatasaray Lisesini bitirdi. Öğretmenlik yaptı. Çeşitli devlet memurluklarında bulundu. Fecr-i Âti topluluğuna katıldı. Şiirleri, Servet-i Fünûn, Âşiyan, Muhit ve Dergâh gibi ünlü dergilerde yayımlandı. Sembolist ve empresyonist etki ve izler taşıyan şiirler yazdı. "Akşam şairi" olarak tanındı.
ESERLERİ:
Şiirleri: Göl Saatleri, Piyale.
Fıkra ve Sohbet:Bize Göre,Gurabahane-i Laklakan
Gezi:Frankfurt Seyahatnamesi
Adalet AĞAOĞLU
1929 - Ankara
Günümüz yazarlarından olan sanatçı Ankara'nın Nallıhan ilçesinde doğdu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Ankara Radyosu'na girerek dramaturgluk, radyo tiyatrosu müdürlüğü, TRT'de program uzmanlığı yaptı. Radyo Dairesi Başkanı iken bu görevinden ayrıldı. Sanat hayatına şiirle başladıysa da bir arkadaşıyla ortak kaleme aldığı "Bir Piyes Yazalım" oyunu, ilk tiyatro denemesi oldu. Çeşitli radyo ve sahne oyunları yazdı.
ESERLERİ :
Romanları : Ölmeye Yatmak, Fikrimin İnce Gülü, Bir Düğün Gecesi, Yaz Sonu, Üç Beş Kişi, Hayır, Ruh Üşümesi.
Hikaye Kitapları : Yüksek Gerilim, Sessizliğin İlk Sesi, Hadi Gidelim, Romantik Bir Viyana Yazı.
Denemeleri : Göç Temizliği, Geçerken, Gece Hayatım.
Oyunları : Evcilik Oyunu, Çatıdaki Çatlak, Tombala, Kendini Yazan Şarkı.
Ayrıca diğer oyunlarıyla birlikte, bütün oyunları iki ciltte "Oyunlar" adı ile yayımlanmıştır.
Sanatçı, Üç Oyun(1973) adlı yapıtıyla, Türk Dil Kurumu 1974 Tiyatro Ödülü'nü, Yüksek Gerilim ile 1975 Sait Faik Hikaye Armağanı'nı, Bir Düğün Gecesi romanıyla 1979 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü'nü, 1980 Orhan Kemal Roman Armağanı'nı, 1980 Madaralı Roman Ödülü'nü ve Çok Uzak Fazla Yakın ile de İş Bankası, 1992 Edebiyat Büyük Ödülü'nü kazandı.
Abdülhak Hamit TARHAN
5 Şubat 1851 - İstanbul
12 Nisan 1937 - İstanbul
Abdülhak Hamit Tarhan 5 Şubat 1851'de İstanbul'da doğdu. Özel eğitim gördü. Rumelihisar Rüşdiyesi'ne kısa süre devam etti. 1863'te eğitim için Paris'e gitti. Dönüşünde İstanbul'da Fransız mektebine başladı ve Babı Ali'de tercüme odasına girdi. Tahran Büyükelçiliği'ne atanan babasıyla birlikte İran'a gitti. Babasının 1867'de ölümü üzerine İstanbul'a döndü. Maliye Mektubi ve Sadaret Kalemi'nde çalıştı. Ebüzziya Tevfik ve Recaizade Mahmud Ekrem'le tanıştı. Ardından diplomatlığa geçti. Uzunca bir süre yurtdışı görevlerde bulundu. 4 kere evlendi. Eşlerinin hepsi öldü. Mütareke yıllarında Viyana'ya gitti. Cumhuriyet'in ilanından sonra döndü. 1928'de İstanbul Milletvekili seçildi ve ölünceye kadar milletvekili olarak kaldı. 12 Nisan 1937'de İstanbul'da öldü. Mezarı Zincirlikuyu'da. Abdülhak Hamid, Tanzimat sonrası bütün edebi ve siyasi devirleri yaşamış bir şairdir. Tanzimat döneminde Batı etkilerini Türk şiiri ve tiyatrosuna getiren yazardır. Kendisine son zamanlarda Şair-i Azam (en büyük şair) unvanı verilmiştir.
ESERLERİ :
Ölü (1886), Hacle (1886), Bir Sefilenin Hasbihali (1886), Bla'dan Bir Ses (1911), Validem (1913), İlham-ı Vatan (1918), Tayfalar Geçidi (1919), Ruhlar (1922), Garam (1923), İçli Kız (1874), Sabrü Sebat (1875), Duhtr-i Hindu (1875), Nazife yahut Feda-yı Hamiyet (1876, 1919), Tarık yahut Endülüs Fethi (1879 - 1970), Eşber (1880, 1945), Zeynep (1908), Macera-yı Aşk (1910), İlhan (1913), Tarhan (1916), Finten (1918, 1964). İbn Musa (1919,1928), Yadigar-ı Harb (1919), Hakan (1935).
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
1898 - İstanbul
1973 - İstanbul
Faruk Nafiz,1898 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Hazine-i Hassa Nezareti ser müfettişi Süleyman Nazif Bey; annesi,Fatma Ruhiye Hanım'dır.
Faruk Nafiz ilk tahsilini Bakırköy Rüştiyesi'nde yapmış,orta tahsilini Hadika-i Meşveret İdadisi'nde tamamlamıştır. Yüksek tahlil içinde bir müddet tıp fakültesine devam etmiştir.
Daha tıp fakültesinde talebe iken neşrettiği şiirleriyle dikkati çeken şair,kısa zamanda şiir ve sanat çevrelerinde tanınmıştır. Onun ilk şiirleri Peyam-ı Edebi'de,Edebiyat-ı Umumiye mecmuasında,Yeni Mecmua'da Ümid mecmuasında,Şair,Büyük Mecmua,Nedim mecmualarında;Birinci Kitap,İkinci Kitap gibi isimlerle,sekiz kitap halinde çıkan,şiir-nesir ve hikaye kitaplarında ve Yarın mecmuasında neşrolunmuştur.1917-1918'de İleri gazetesi yazı heyetine katılan Faruk Nafiz,1922'de bu gazetenin temsilcisi olarak Ankara'ya gitmiş,aynı yıl Kayseri Lisesi edebiyat öğretmenliğine gönderilmiştir.1924'te Ankara Erkek Muallim Mektebi, 1925'de Ankara Kız Lisesi edebiyat öğretmeni olmuş,ayrıca Ankara Lisesi'nde edebiyat okutmuştur. 1932'de İstanbul'da Kabataş Lisesi edebiyat öğretmenliğine atanan şair,bu lisedeki öğretmenliği sırasında ayrıca Amerikan Kız Koleji'nde yıllarca edebiyat dersi vermiştir.
Faruk Nafiz 1946'da Demokrat Parti'den İstanbul Milletvekili seçilmiş ve onun mebusluk hayatı 27 mayıs 1960 ihtilaline kadar devam etmiştir.Bu ihtilalde bütün milletvekili arkadaşlarıyla birlikte tevkif edilerek Yassıada'ya gönderilen şair, Haziran 1960'tan eylül 1961'e kadar burada kalmış ve daha sonra beraat etmiştir. Bu hadiseden sonra siyasi hayatına devam etmek istemeyen şair, sadece Yassıada'da arkadaşlarıyla birlikte maruz kaldığı acı baskıyı çok kuvvetli ve çok manalı dörtlükler halinde namzederek, vaktiyle yazdığı Han Duvarları şiirine mukabil, Zindan Duvarları adıyla yassı bir kitap halinde neşretmiştir.
Ankara ve İstanbul'da edebiyat öğretmenliği yaptığı yıllarda, Güneş, Tavus, Hayat, Yedigün ve bizzat çıkardığı anayurt mecmualarından başka, Ankara ve İstanbul'un çeşitli gazetelerinde şiirler, fıkralar ve makaleler neşreden Faruk Nafiz yine İstanbul'da Akbaba ve Karikatür gibi mizah mecmualarına Deli Ozan ve Çamdeviren takma adlarıyla mizahi ve satirik manzumeler yazmıştır. En son şiirleri İsimsiz kıt'alar başlığı altında Kubbealtı Akademi Mecmuası'nda yayınlamıştır.Faruk Nafiz 1973 yılında öldü.
ESERLERİ:
Faruk Nafiz'in belli başlı eserleri,şiir kitapları ile,manzum ve mensur tiyatrolardır. Şairin ayrıca roman ve mizah vadisinde yazılmış ve kitap halinde neşrolunmuş eserleri de vardır.
Şiir Kitapları: Şarkın Sultanları(1918), Gönülden Gönüle(1919), Dinle Neyden(1919), Çoban Çeşmesi(1926), Suda Halkalar (1928), Bir Ömür böyle geçti (Seçme Şiirler,1933,4 defa basılmıştır.), Elimle Seçtiklerim (1934), Akarsu(1936), Tatlı Sert(Mizahi şiirler,1938), Akıncı Türküleri(1938), Heyecan ve Sükun(1959), Zindan Duvarları(1967), Han Duvarları(1969)
Tiyatro Eserleri: Canavar(1965),Akın(1932),Özyurt(1932),Kahraman(1933),Yayla Kartalı(1945). Şairin bundan başka İlk Göz Ağrısı isimli,bir piyes adaptasyonu vardır.
Mektep Temsilleri: Bir Demette Beş Çiçek(1933),Yangın(1933)
Roman: Yıldız Yağmuru(1936),Ayşe'nin Doktoru(1949).
Hüseyin Rahmi GÜRPINAR
19 Ağustos 1864 - İstanbul
8 Mart 1944 - Heybeliada
Hüseyin Rahmi Gürpınar 19 Ağustos 1864'te İstanbul'da doğdu.8 Mart 1944'te Heybeliada'da yaşamını yitirdi. Heybeliada'daki Abbas Paşa Mezarlığı'na defnedildi. Hünkar yaveri Mehmet Sait Paşa'nın oğlu. 3 yaşında iken annesinin ölümü üzerine Girit'te bulunan babasının yanına gönderildi. İlkokula başladı. Babası tekrar evlenince 6 yaşında iken İstanbul'a anneannesinin yanına döndü. Yakubağa mektebi, Mahmudiye Rüşdiyesi ve idadide öğrenim gördü. 1878'de Mekteb-i Mülkiye'ye girdi. Hastalık nedeniyle mezun olamadı. Kısa bir süre Adliye Nezareti Ceza Kalemi'nde memur, Ticaret Mahkemesi'nde Azâ Mülazımı olarak çalıştı. 1887'de Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazmaya başladı. İkdam ve Sabah gazetelerinde mütercimlik ve muharrirlik yaptı. İkinci Meşrutiyet döneminde 37 sayı süren "Boşboğaz ve Güllâbi" adlı bir gazete çıkardı. İbrahim Hilmi Bey ile birlikte çıkardığı "Millet" gazetesi de uzun ömürlü olmadı. Eserleri İkdam, Söz, Zaman, Vakit, Son Posta, Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerinde yayımlandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 5. ve 6. dönemlerinde Kütahya milletvekili oldu. Siyasetten ayrıldı. Ömrünün son otuz yılını Heybeliada'daki köşkünde yazılarıyla uğraşarak geçirdi.
ESERLERİ:
ROMAN:
Şık (1889) İffet (1896) Mutallâka (1898) Mürebbiye (1899) Bir Muadele-i Sevda (1899) Metres (1900) Tesadüf (1900) Şıpsevdi (1911) Nimetşinas (1911) Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç (1912) Gulyabani (1913) Cadı (1912) Sevda Peşinde (1912) Hayattan Sayfalar (1919) Hakka Sığındık (1919) Toraman (1919) Son Arzu (1922) Tebessüm-i Elem (1923) Cehennemlik (1924) Efsuncu Baba (1924) Meyhanede Hanımlar (1924) Ben Deli miyim (1925) Tutuşmuş Gönüller (1926) Billur Kalp (1926) Evlere Şenlik, Kaynanam Nasıl Kudurdu (1927) Mezarından Kalkan Şehit (1928) Kokotlar Mektebi (1928) Şeytan İşi (1933) Utanmaz Adam (1934) Eşkıya İninde (1935) Kesik Baş (1942) Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür (1943) Ölüm Bir Kurtuluş mudur (1954) Dirilen İskelet (1946) Dünyanın Mihveri Para mı Kadın mı (1949) Deli Filozof (1964) Kaderin Cilvesi (1964) İnsanlar Maymun muydu (1968) Can Pazarı (1968) Ölüler Yaşıyor mu (1973) Namuslu Kokotlar (1973)
ÖYKÜ:
Kadınlar Vaizi (1920)Namusla Açlık Meselesi (1933)Katil Bûse (1933)İki Hödüğün Seyahati (1934)Tünelden İlk Çıkış (1934)Gönül Ticareti (1939)Melek Sanmıştım Şeytanı (1943)Eti Senin Kemiği Benim (1963)
OYUN:
Hazan Bülbülü (1916)Kadın Erkekleşince (1933)Tokuşan Kafalar (1973)İki Damla Yaş (1973)Gülbahar Hanım
TARTIŞMA:
Cadı Çarpışıyor (1913)Şekavet-i Edebiye Tartışmaları (1913) Sanat ve Edebiyat (Ölümünden sonra H. A. Önelçin derledi, 1972)
Kemal TAHİR
15 Nisan 1910 - İstanbul
21 Nisan 1973 - İstanbul
Asıl ismi İsmail Kemalettin Demir. 15 Nisan 1910'da İstanbul'da doğdu. Deniz subayı olan babası Sultan II. Abdulhamid'in yaverlerindendi. İlkokulu muhtelif okullarda, rüştiyeyi Kasımpaşa'daki Cezayirli Hasan Paşa Rüştiyesi'nde okudu. Galatasaray Lisesi'nde iken öğrenimini yarım bırakıp çalışmaya başladı. Avukat katipliği, Fransızların idaresindeki Zonguldak Kömür İşletmeleri'nde ambar memurluğu yaptı. İstanbul'da Vakit, Haber, Son Posta gazetelerinde düzeltmenlik, röportajcılık, çevirmenlik yaptı. Yedigün, Karikatür dergilerinde sayfa sekreteri oldu, Karagöz gazetesinde başyazarlık, Tan gazetesinde yazı işleri müdürlüğü yaptı. Nazım Hikmet'le beraber Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde "askeri isyana teşvik" suçlamasıyla yargılandı. 15 yıl hapse mahkum edildi. Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya ve Nevşehir cezaevlerinde yattı. 1950'de genel afla özgürlüğüne kavuştu. İstanbul'a döndükten sonra bir süre İzmir Ticaret gazetesinin İstanbul temsilciliğini görevinde bulundu. 6-7 Eylül olayları sırasında tekrar gözaltına alındı. Harbiye Cezaevi'nde 6 ay yattı. Çıktıktan sonra 14 ay kadar Düşün Yayınevi'ni yönetti. 1960'tan sonra tümüyle edebiyata yönelen ve hayatını romanlarının geliriyle sürdüren Kemal Tahir, 21 Nisan 1973 tarihinde İstanbul'da öldü.
Kemal Tahir'in bir ilginç özelliği Türkçe Mayk Hammer romanlarının da yazarı olması. M. Kemalettin, 1925'li yıllarda taklit Sherlock Holmes öyküleri yazmış ve yayınlatmıştı. Yıllar sonra taklit edilen detektif Mayk Hammer oldu. Oğuz Alpçin (Hayalet Oğuz), Afif Yesari ve Kemal Tahir de Mike Hammer romanları yazdılar. Çağlayan Yayınevi'nden çıkan ve erotik kapakları ile -o yıllar için- daha da çarpıcı ve çekici hale gelen bu seride, Kemal Tahir; F.M.İkinci takma ismini kullandı. Bugün sahaflarda bulabileceğiniz Mayk Hammer'ler mutlaka bu yazarlardan birine aittir ve asıllarına tercih edilebilirler.
ESERLERİ
ROMAN:
Sağır Dere, Esir Şehrin İnsanları, Körduman, Rahmet Yolları Kesti, Yedi Çınar Yaylası, Köyün Kamburu, Esir Şehrin Mahpusu, Kelleci Memet, Yorgun Savaşçı, Bozkırdaki Çekirdek, Devlet Ana, Kurt Kanunu, Büyük Mal, Yol Ayrımı, Namusçular, Karılar Koğuşu, Hür Şehrin İnsanları, Damağası, Bir Mülkiyet Kalesi.
HİKAYE:
Göl İnsanları.
Notlar:
Kemal Tahir'in Notları.